KIYMET
KIYMET
Öyle yanlış sevdim ki seni, kusura bakma diye ardından çok pişmanlık içeren duygusal kelimeler tükettim.
Günde 3 öğün aç karnına, aç karnına önemli değil, çünkü ölmeyecek kadar yemek yenirdi böyle günlerde.
Kıymet anlık olarak bilinen bir varlık değildir ve gidenin ardından gelir. Kıymet dediğimiz varlığın değeri yokluğun sancısı sonradan tanıştık biz kendileriyle.
Rakı sofrasında ağzı bir açılır sorma
Susmaz, hiddetlenir, rezil eder adamı
Yani anlayacağın pişman olursun tanıdığına.
Her gidenin ardından tanırsın
Özellikle de gitmesini istemediğin kişilerin,
Giderken götürenlerden bahsediyorum yani sessizce gidenler varya hani bir seher vakti güneş yaklaşırken uzaklaşanlardan bahsediyorum. Onlar gider
Durduramazsın ne onları ne zamanı,
Ne onlar suçlu ne de biz haklıyız
Bir teselli duyulur kalabalığın arasında dertsiz bir pezevenek fısıldar
Farklı dünyaların,
Başka hayatların insanlarısınız.
Başka kaç dünya var ki yaşanılacak bambaşka bir hayat olsun.
Daha önce hiç yazılmamış bir konudayım, cesaretimi bağışla onu merhametinle karşıla.
Sana yazılmış tek bir dörtlüğüm yoktu,
Çünkü o vakit henüz kıymeti tanımazdım.
Şimdi aramazıdan su sızmaz oldu
dudaklarımsa hep kuru.
Onca vakit olmuş, zaman aramıza bir düşman gibi girmiş, mesafeler puştun önde gideni.
Bu gökyüzü seninle mavileniyor
Gecesinde aldığı karanlık, benim.
Sabahı benden sana bir selam.
Burda hava kapalı, güneşi pek gören yok. arada var güneş sarı diyen ama onlara da pek inan kalmadı şu gri dünyada. Bütün renksizliği her geçen gün biraz daha noksan bırakıyor yaşanılası yarınları.
Evet, farkındayım sana hiç yazmadım
Ama yaşanmışlıklarımız çok mu farklıydı yazılmışlardan. Kalbini bir kere bile dinlemeden nasıl da uzaklaştım yüreğinin ekseninden.
Nasıl meydana geldi bilmem ama neden diye bir soru insanı çaresiz bırakır sonuca hiçbir faydası dokunmayan sadece ağrıtan sancıtan
yaralarını baştan kanatan.
İkimiz ikinin ötesine geçer miyiz?
Bir toplum olabilir miyiz yalnızlığımız,
yeter mi ufku dünyanın
Biter mi insanın öfkesi.
Alışagelmiş hallerimizden alışkalıklarımızdan vazgeçebilir mi insan? yeni bir yol uğrunda eskisinden çıkar mı? bilinmeyen için huzurunu yahut huzursuzluğun bozar mı? bilinse de yapar mı?
Fakat ile bir duraksama yaşanır çünkü ne vakit anılsa bu kelime zıtlıklar kundaklanır beşiklere ve hemen ardından ağlamaya başlar hayat adını verdiğimiz tiyatro oyunu, yazar hiç bir mesuliyet kabul etmiyor.
Fena mı fena akla gelmeyen şeyler üretiyor kafasında
Kafası yaşınılacak bşr yer değil taşlanılacak
Çok değil üç beş sene sonra belki de ilk taşı atacak sensin karşısında.
Ellerini uzat bana ne vakit çektin elini benden
Bir boşluk çekti beni içine boşluk yine boşluk kaldı
tüm boşlukların doldurulması bekleniyor yoksa oyun başlamayacakmış. Sanatçı her yerde sanatçı
Temeli zayıf bir geçmişti yarınlara dayattıpımız merdiven yarınlar dediğimiz mutlu günler beklentisi
Olsa da olur olmasa da yarınlar bugünlerden iyi değil
Yarınlar da bugün olacak bugün dünden pek de farklı değil.
Yorumlar
Yorum Gönder