Senarist
perdeler göz kapaklarımız, seyirciler acımasız aynı zamanda sahne arkadaşlarımız.
Bu oyunda senaryo insana bahşedilmedi
Etik dışı roller ve karakterle büründüler ve çoğu da rollerinin hakkını verdi, verdikleri ömürlerinden biçildi. Köpek gibi ceza sistemi ile eğitilmişlerdi.
Bu oyunda katil birden fazla, katili canlandıranlar
Prangalı, ateşten kuyularda, acısı gerçekmiş.
Bedelini ödemeliymiş kendisi seçmediği bir karakterin günahlarını, acılar ancak öyle geçermiş.
Senarist iki renk kullanmış,
Varlığı beyazda toplamış yokluğu ise siyah temsil etmiş. Kendisi siyahlara bürünmüş.
Her perdesi bin yıl sürmüş, akılda kalanlar
Kimi zaman çivi çakılanlar kimi zaman çiviyi çakanlardı. Kimi ölülerle konuşuyordu,
Kimi balıklarla;kimi cinlerini kaçırmıştı
Kimiyse krallardan kaçmıştı.
Herkese bir rol düşmüştü
Bazıları sorguladı, bazıları kör kütük oynadı
Oyundan sıkılanlar köprü üstünden atladı
Senarist atlayanları topladı, tekrardan rollerini dağıttı. Bu sefer daha kötüydü ilkinden
Bir anlamı kalmamıştı köprünün.
Senarist başına buyruktu
Kimseye hesap vermez ancak herkesten hesap sorardı. Yukarıdan tehditler savurdu
Milletin gözünü korkuttu.
Önce güneşi doğurdu saklayınca geceyi
Serdi gözlerimize perdeyi.
Senarist örtmeyi unuttu beynimizi
Belki buluruz diye kendimizi
Musa Demir
Yorumlar
Yorum Gönder