TİTANİC
Devrinin belki de en önemli insan icatlarından olan ve asla batmayacağı düşünülen Titanic, 14 Nisan 1912 günü, buz dağına çarparak battı. Senelerdir Titanic’in batışıyla ilgili ortaya birçok teori atıldı. Titanic dizayn edilirken batmaması için denizde olabilecek tüm olasılıklar düşünülmüş ve hemen hemen tüm olasılığa karşı önlem alınmıştı. Mesela gemi aynı boyuttaki başka bir gemiyle kafa kafaya çarpışsa bile batmayacak şekilde dizayn edilmişti. Yine gemi buz dağına tam karşıdan veya tam yandan çarpmayla da batmayacak şekildeydi. Buz dağı gemiye olabilecek en kötü açıdan çarpmıştı ve geminin alt kısmındaki kompartımanlardan 6 tanesini yarıp su almasını sağlamıştı. Hâlbuki bu kompartımanlardan 4 tanesi su almış olsaydı gemi batmayacaktı. Yapılan olasılık hesaplarında bir buz dağının gemiye çarpıp 5 kompartımanı birden yarma ihtimali olarak hesaplanmıştı çünkü böyle bir şey olması için geminin tam da buz dağına çarptığı açıdan çarpması gerekiyordu. Başka bir açıdan çarpışsaydı o kompartımanların 1-2 tanesi su alacak ve gemi kurtulacaktı. Titanic'in batışıyla ilgili yeni ortaya atılan teoriler çok ilginç ve öncekilere göre daha mantıklı. Titanic battıktan sonra hayatta kalan yaklaşık 700 yolculardan 200’e yakını önce ABD’de sonra da İngiltere’de tanık olarak ifade verdi. Bu kişilere toplam 50 bin soru soruldu ve verilen tüm cevaplar not alındı. Ve o günden bu güne, bilim insanları bu ifadeleri inceliyor ve geminin batışı ile alakalı bir sonuca varmaya çalışıyor.Geminin battığı akşam yolcuların birçoğu daha önce şahit olmadıkları 2 şeye şahit olmuşlardı. Birincisi, tam gece 11:30 civarında gemideki hava sıcaklığı birden bire düşmüş, ikincisi bu sırada yıldızlar o güne kadar hiç olmadığı kadar parlakmış ve çok net bir şekilde görülebiliyormuş. Gemiden suya indirilen kayıklara çoğunlukla birinci ve ikinci sınıf yolcuların alındığı, üçüncü sınıf yolcuların bilerek bu kayıklara alınmadığı söylenir. Zaten en fazla ölen üçüncü sınıf yolculardan olmuştu ama bunun sebebi özelikle bu kişilerin kayıklara alınmaması değildi. Genelde birinci ve ikinci sınıf yolcular üst katlarda kalıyordu ve güverteye yakındılar. Üçüncü sınıf yolcular güverteye uzak olduklarından güverteye çıktıklarında birinci ve ikinci sınıfların arkasında kaldılar. O kargaşa ortamında kimse sınıf ayrımı yapacak halde değildi ama genelde arkalarda kalan üçüncü sınıf yolcular kendilerine kayıklarda fazla boş yer bulamadılar. İstatistiklere göre birinci sınıf bileti olan kadınların %97'si kurtuldu, O gece toplamda 1500 kişi hayatını kaybetti.
Yorumlar
Yorum Gönder